hak etmek - Turc Anglais Dictionnaire

hak etmek

Sens de "hak etmek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 20 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
hak etmek deserve v.
The proposal now under consideration deserves my total support.
Şu anda değerlendirilmekte olan teklif benim tam desteğimi hak ediyor.

More Sentences
General
hak etmek earn v.
If you prove that you can earn it, you will have our support.
Eğer bunu hak edebileceğinizi kanıtlarsanız, desteğimizi alırsınız.

More Sentences
hak etmek have it coming v.
I had it coming.
Bunu hak etmiştim.

More Sentences
hak etmek deserve v.
Finally, one aspect of the reform deserves greater attention.
Son olarak, reformun bir yönü daha fazla ilgiyi hak etmektedir.

More Sentences
hak etmek merit v.
She merited all the praises they gave her.
Ona yapılan tüm övgüleri hak ediyordu.

More Sentences
Colloquial
hak etmek have it coming v.
Perhaps Tom had it coming.
Tom belki bunu hak etmiştir.

More Sentences
Technical
hak etmek merit v.
I feel that all these questions are sufficiently important to merit an answer from us.
Bütün bu soruların bizden bir cevap almayı hak edecek kadar önemli olduğunu düşünüyorum.

More Sentences
General
hak etmek be deserving of v.
hak etmek entitle v.
hak etmek ask v.
hak etmek rate v.
hak etmek deserve of v.
hak etmek etch v.
hak etmek command v.
hak etmek ettle [obsolete] v.
hak etmek come v.
Colloquial
hak etmek have coming v.
hak etmek have it coming to you v.
Idioms
hak etmek come in for v.
Archaic
hak etmek meed v.

Sens de "hak etmek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 115 résultat(s)

Turc Anglais
General
saygıyı hak etmek deserve respect v.
Her action deserves respect.
Hareketi saygıyı hak ediyor.

More Sentences
hak iddia etmek lay claim to v.
John laid claim to the painting.
John tablo üzerinde hak iddia etti.

More Sentences
Idioms
madalyayı hak etmek deserve a medal v.
Mr van Hulten, I think you deserve a medal for your efforts.
Bay van Hulten, çabalarınız için bir madalyayı hak ettiğinizi düşünüyorum.

More Sentences
General
dayağı hak etmek deserve a whacking v.
hak iddia etmek put in a claim for v.
tecavüz etmek (hak) trespass v.
tahtta hak iddia etmek pretend to the throne v.
hak iddia etmek stake out a claim v.
iade etmek (hak) rehabilitate v.
hak iddia etmek pretending v.
hak talep etmek claim v.
hak iddia etmek claim v.
hak talep etmek make a claim on v.
bir şeyin üzerinde hak iddia etmek call dibs on something v.
bir şeyin üzerinde hak iddia etmek claim possession on something v.
madalyayı hak etmek deserve the medal v.
madalyayı hak etmek deserve medal v.
hapse girmeyi hak etmek deserve to go to jail v.
daha iyisini hak etmek deserve better v.
aldığı ücreti hak etmek worth one's salt v.
her türlü övgüyü hak etmek deserve all of the credit v.
hak iddia etmek arrogate to oneself v.
hak elde etmek obtain/acquire a right v.
üzerinde hak iddia etmek lay a claim v.
bir hak veya ayrıcalıktan mahrum etmek disenfranchise v.
makul bir fiyatı hak etmek command a fair price v.
yeniden hak etmek re-earn v.
(bir şey üzerinde) hak talep etmek hosey v.
belirli dereceyi hak etmek grade v.
hak ettiğinden fazla onore etmek overgrace v.
hak iddia etmek owe [dialect] [uk] v.
(bir şey üzerinde) geçici hak talep etmek dibs v.
hak olarak talep etmek command v.
özel hak iddia etmek foreclose v.
en fazla dikkati hak etmek outshout v.
en fazla övgüyü hak etmek outshout v.
önceden hak etmek premerit [obsolete] v.
zamanaşımı yoluyla hak iddia etmek prescribe v.
hak iddia etmek pretend v.
Phrasals
hak iddia etmek claim something for oneself v.
bir şeyde/alanda hak iddia etmek stake out v.
(bir durum bir şeyi) hak etmek call for (something) v.
(kendi/biri) için hak iddia etmek claim (something) for (oneself or something) v.
hak iddia etmek claim for v.
(biri/bir şey) için hak iddia etmek claim something for someone or something v.
(bir şeyi) hak etmek come in for (something) v.
Proverb
hak ettiği karşılığı almak/kabul etmek take credit where credit is due v.
Colloquial
daha iyisini hak etmek deserve better of v.
daha iyisini hak etmek deserve well of v.
daha beterini hak etmek deserve ill of v.
Idioms
başkasının toprağına girip üzerinde hak iddia etmek jump a claim v.
parasını hak etmek earn (one's) corn [uk] v.
ücretini/kazancını hak etmek earn (one's) corn [uk] v.
arpasını hak etmek earn (one's) corn [uk] v.
yerini hak etmek earn (one's) corn [uk] v.
parasını hak etmek earn your corn [uk] v.
ücretini/kazancını hak etmek earn your corn [uk] v.
arpasını hak etmek earn your corn [uk] v.
yerini hak etmek earn your corn [uk] v.
aferini hak etmek deserve a medal v.
aldığı parayı hak etmek worth one's salt v.
bir şey üzerinde hak iddia etmek call dibs on something v.
büyük bir takdiri hak etmek deserve a big pat on the back v.
bir şeyin üzerinde hak iddia etmek have dibs on something v.
birşeyin üzerinde hak iddia etmek put one's dibs on something v.
hak iddia etmek lay claim to something v.
hak iddia etmek stake a claim to something v.
hak iddia etmek stake out a claim to something v.
hak iddia etmek stake out a claim on something v.
hak iddia etmek stake a claim on something v.
övgüyü hak etmek deserve credit for something v.
teşekkürü hak etmek deserve a medal v.
takdiri hak etmek deserve credit for something v.
üzerinde hak iddia etmek stake one's claim v.
(cezalandırılmayı vb) hak etmek have something coming to one v.
verilen parayı hak etmek earn (one's) corn v.
verilen parayı hak etmek earn your corn v.
kazandığı paranın her kuruşunu hak etmek earn your corn v.
(birinin) yaptığı iyi/başarılı bir iş nedeniyle kendisine harcanan parayı hak etmek earn (one's) corn [uk] v.
(birinin) yaptığı iyi/başarılı bir iş nedeniyle kendisine harcanan parayı hak etmek earn your corn [uk] v.
(birinden) daha iyi bir muameleyi/davranışı hak etmek deserve better from v.
(birinden/bir şeyden) daha iyi bir muameleyi/davranışı hak etmek deserve better from (someone or something) v.
övgüyü hak etmek deserve credit for v.
takdiri hak etmek deserve credit for v.
(bir şey) için övgüyü hak etmek deserve credit for (something) v.
(bir şey) için takdiri hak etmek deserve credit for (something) v.
(bir şeyi) hak etmek have (something) coming v.
üzerinde hak iddia etmek have dibs on v.
ekmeğini hak etmek sing for (one's) supper v.
istediğini önce hak etmek sing for (one's) supper v.
ekmeğini hak etmek sing for your supper [old-fashioned] v.
istediğini önce hak etmek sing for your supper [old-fashioned] v.
hak iddia etmek stake a claim to v.
biri/bir şey üzerinde hak iddia etmek stake (out) a claim to somebody/something v.
biri/bir şey üzerinde hak iddia etmek stake (out) your claim to somebody/something v.
biri/bir şey üzerinde hak iddia etmek stake a claim to someone or something v.
hak iddia etmek stake out (one's) claim v.
(bir şey) üzerinde hak iddia etmek stake out (one's) claim on (something) v.
(bir şey) üzerinde hak iddia etmek stake out (one's) claim to (something) v.
üzerinde hak iddia etmek stake out a claim to v.
aldığı ücreti hak etmek be worth (one's) salt v.
aldığı parayı hak etmek be worth (one's) salt v.
Law
borcu muhafaza etmek için başkasının mülkü üzerindeki hak lien n.
mahkeme kararıyla hak elde etmek recover v.
hak talep etmek demand v.
hak itfa etmek satisfy a right v.
hak iddia etmek challenge v.
hak tesis etmek establish a right v.
Politics
hak talep etmek claim v.
hak iddia etmek demand v.
Technical
hak iddia etmek claim v.
Archaic
hak iddia etmek own v.
Slang
bir şeyin üzerinde hak iddia etmek claim rights on something v.
hak iddia etmek bagsy v.
(bir şey) üzerinde hak/öncelik iddia etmek put dibs on (something) v.